Okul Öncesi Dönem |
Okul öncesi dönemin gelişim özellikleri
3-6 yaş arası dönem okul öncesi dönem olarak adlandırılır. Bu dönem bebekliğin sona erdiği ve yavaş yavaş birey olma özelliklerinin ön plana çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde özellikle bilişsel gelişim ve sosyal gelişim hızlanır. Dış dünyaya ilişkinin çok arttığı, dış dünyanın keşfinin ve sosyal ilişkilere ilginin çok arttığı bir dönemdir. Bu dönemde çocukların mümkün olduğunca fazla sosyal ortamda bulundurulmaları, bağımsızlaşmaları için gerekli önlemlerin alınması, zihinsel gelişimleri için gerekli olan çevresel donanımın sağlanması büyük önem taşır. Bu dönemin bir özelliği de çocuğun okula hazırlanmasıdır. Okula hazırlık sanıldığı gibi 5 yaşında başlamaz. İki yaşından itibaren çocukların her türlü gelişimlerinin takip edilmesi ve gelişimlerinin gereği olan becerilerin kazandırılması önemlidir. Okula hazırlık sadece zihinsel gelişimi ve beceri gelişimini kapsamaz. Sosyal gelişim ve psikolojik olgunlaşma da bir çocuğun okula uyumu için önemlidir. Hatta zihinsel gelişimi açısından hiçbir problem yaşamayan birçok çocuğun psikolojik olgunlaşma sorunları nedeniyle okula uyumda güçlükler yaşadıkları, bu sorunun da okul başarısını olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Psikolojik olgunlaşma birçok şeyi kapsar. Çocukların bebeklik döneminde sahip oldukları bazı kişilik özelliklerinin yerlerini bir üst döneme ait kişilik özelliklerine bırakması gerekir. Örneğin bebeklik dönemindeki anne bağımlılığının bu dönemde sonlanması önemlidir. Yaklaşık 36 aylık çocukların anneden ayrı olarak zaman geçirebilmeleri beklenir. Ayrıca becerilerin de gelişimiyle, yemek yeme, giyinme, soyunma, temizlik gibi birçok ihtiyacı da karşılayabilecek duruma gelmişlerdir. Ancak bazı faktörler bazen anneye olan bağımlılığın uzamasına ve bu becerilerin gelişmesinde gecikmelere neden olabilmektedir. Bu faktörlerin başında anne-baba tutumları yer almaktadır. Bir şekilde çok fazla korunan, zarar görmesinden fazla endişe duyulan, ihtiyaçları sürekli yetişkinler tarafından karşılanan, temel becerilerin gelişmesine fırsat verilmeyen, ağlamasın diye her istediği yapılan, dış dünyadan fazla korkutulan çocuklar annelerine daha bağımlı hissetmekte ve ayrışmakta güçlükler yaşayabilmektedirler. Bu tür bir anne baba tutumu çocuğun yine bebeklik döneminde var olan benmerkezcilik özelliğini de pekiştirmekte ve çocuğun ihtiyaçlarını geciktirmeyi öğrenememesine neden olmaktadır. Bu da çocuğun sosyal bir ortamda ciddi uyum güçlükleri yaşamasına neden olabilmektedir.
İki buçuk yaş döneminde çocuklar oldukça uyumsuz bir görüntü sergilerler. Söylenenin tersini yapma eğilimi, negatif bir tutum ve isyan hakimdir. Bu dönemi anne-babaların sakinlikle karşılamaları önemlidir. Bu dönemde anne-babanın çocuğu kontrol etmek konusunda çok ısrarcı olması çatışmaları artırabilir ve dolayısıyla sonraki dönemler için de problemlerin oluşması açısından zemin oluşturur. Kendi kendini kontrol başladıkça çevre ile sürtüşmeler azalacaktır. Üç yaşına gelen bir çocuk çevre ile ilişkilerini daha uyumlu bir şekilde sürdürebilecek olgunluğa erişir. Bu yaşlarda başka çocuklarla birlikte olmak, oyunlar oynamak ister. Başka çocukların hareketlerini izler. Onların tutum ve davranışlarını kendi davranış dağarcığına ekler. 3 yaşından itibaren tüm çocukların yuvaya gitmesinin sosyal gelişim açısından önemi büyüktür. Sosyal ilişkinin nasıl kurulduğunu, nasıl sürdürüldüğünü, işbirliğini ve gruba uyum sağlamayı çocuk en iyi yuva ortamında öğrenebilir. Bu sayede çocuk kendini değişik ortamlarda ifade edebilmeyi ve kendine güvenmeyi öğrenir.
Bebeklik ne zaman sona erer?
Bebeklikten çıkma ve yeni bir psikolojik olgunlaşma seviyesine geçiş genellikle 2 buçuk yaş civarında olur. Bu nedenle de bu dönem anne-babalar için zorlayıcı bir dönemdir. Çocuk psikolojik olarak bebeksi özellikleri göstermeye devam etmekte ama diğer yandan zihinsel olarak gelişmektedir. Bu nedenle kendisine konulan sınır ve kuralları sorgulamaya başlar. Çocuğun hem kuralları öğrenmesi gerekmekte hem de kurala direnç göstermektedir. Anne-babaların kararlı ve tutarlı tutumları sayesinde birkaç ay içinde çocuk rahatlar ve aile içi huzur sağlanır.
Bu dönemin özellikleri ve zorlukları nelerdir?
Çocuğun büyümesiyle birlikte ortaya çıkan değişimler, hem çocuğu hem de anne babaları zorlayabilir. Öncesinde kolaylıkla çözümlenebilen sorunlar bu dönemde çocuğun dirençleri ve dürtüselliği nedeniyle çözülemez hale gelebilirler. Sonuçta anne-baba çocuk arasında çatışmalar yaşanabilir. Özellikle de anne-babanın söz birliğinin olmadığı, çocuğa zıt mesajların verildiği durumlarda sorun daha da büyüyebilir. Çocuk kendini tanımaya, gücünün sınırlarını keşfetmeye çalışır. Dünyanın gözünün görebildiği küçük bir yer olmadığını fark etmeye ve gözünün göremediği şeyleri de merak etmeye başlar. Bu merak duygusuyla çevreye ilgisi artar; kontrol edilmesi zorlaşır. Aslında yaşanan sıkıntı çocuğun yaşadığı bir sıkıntı olmaktan çok anne-babanın yaşadığı bir sıkıntıdır. Çünkü çocuğun değişimine uyum sağlamak zorlayıcı olabilmektedir.
Öğrenmenin en üst seviyede olduğu bu dönemde anne-babalar nelere dikkat etmelidir?
Bu dönemde çocuğun dil gelişiminin hızlanmasının yanı sıra sembolik düşünebilme de gelişir. Çocuklar bu dönemde objeleri bir araya getirip gruplandırma yeteneğine sahiptir. Ancak henüz tam olarak kavramsal sınıflandırma başlamamıştır. Her objeyi kendi gördüğü şekliyle benimser. Başka bir gözle bakılabileceğini düşünmez. Bu nedenle de başkalarının görüşünü kabullenmekte zorluk çeker. 3 yaş civarında sembolik düşünme oluşmasına karşın zihinsel olarak daha çok kendi görüşleriyle hareket ederler. Yani düşünce düzeyinde bir benmerkezcilik söz konusudur. Objelerin görünüşü önemlidir. Şekil değiştirdiğinde o obje başka bir objeymiş gibi değerlendirilir. Bu dönemin zihinsel özelliği daha çok oyunlarda kendini belli eder. Çocuk bu dönemde bir şeyi bir başkasının yerine kullanabilir. Simiti eline alıp araba direksiyonuymuş gibi oynayabilir. Bir şeyin yerine bir başkasını kullanma dilde de kendini gösterir. Hemen hemen tüm oyunlara yansır. Çocuk resimlerinde, dramatizasyon oyununda bu zihinsel yapıyı kullanır. Yine bu dönemde çocuk her şeyi her şeyle ilişkilendirebilir. Ancak henüz zihinsel bir karşılaştırma yapılamamaktadır. Bu dönemde öğrenilen temel kavramlar ve tanınan nesneler bir sonraki somut işlem dönemi için çok önemli bir hazırlıktır. Bu nedenle de bilişsel gelişim açısından bu yaş aralığındaki çocukların mümkün olduğunca kapsamlı bir okul öncesi eğitim almalarının önemi büyüktür. Anne-babaların çocukta merak uyandıracak bir tutum içinde olmaları ve meraklarını mümkün olduğunca kendi deneyimleriyle giderebilecekleri bir ortam sağlamaları gerekmektedir. Alınan oyuncakların eğitimsel değerlerinin olması çok önemlidir. Çocuğun yaşına uygun olarak birçok beceri alanını uyarabilen, çocuğun yaratıcılığını, problem çözme yeteneğini geliştiren oyuncakların tercih edilmesi gerekmektedir. Çocukların keşfetmeyi sevdikleri bu dönemde evde ve doğada bulunan bir çok materyal çocuklar için kıymetli birer oyuncağa dönüşebilir. Bu nedenle az fonksiyonlu oyuncaklar yerine birlikte üreteceğiniz ve yapılması aşamasında da çocuğunuzun keyif alacağı oyuncakları tercih edebilirsiniz. Böylece çocuğunuzla birlikte keyifli vakit geçirme olanağı da bulacağınız için çocuğunuzun gelişimine ayrıca katkıda bulunmuş olursunuz.
Belgin TEMUR
Uzm. Pedagog